soğuk havada sobada kaynayan çay. annemin 'demlendiyse bardaklarını getir' diye seslenişini takip eden kış akşamlarında çat diye giden elektriğin ardından babamın yanımızda oluşunda doğan güç ve gölge oyunları
5
+
-entiri.verilen_downvote
galatasaray
2
+
-entiri.verilen_downvote
şu sıralar bir çift çekik göz geliyor aklıma
1
+
-entiri.verilen_downvote
mantı.
0
bunu yazmak için cok büyük bi heyecanla gelmiştim.üzdün:))sfgdfkfk - siyahinbeyazi 16.11.2016 19:54:45 |#3007070
şuanlık sadece geçmişteki güzel günler. taze aşk acısı mevcut
0
+
-entiri.verilen_downvote
şimdi farkettim aklıma bir şey gelmiyor
0
+
-entiri.verilen_downvote
müzik listem be
0
+
-entiri.verilen_downvote
82 musul
83 kerkük
0
+
-entiri.verilen_downvote
mutluluk diyince aklıma gelen ilk şey, kafamı omzuna yasladığımda hemen alnımdan opmesi. hani insan ölürken hayatındaki en güzel anılar gözünün önünden geçermiş ya. benim gözümün önünden tartışmasız o anlar geçecek..
0
+
-entiri.verilen_downvote
yerde para bulmak
0
+
-entiri.verilen_downvote
denemelerde netleri yükselttiğini görmek. üzgünüm sözlük ama ygs hazırlığı aşkı soru bankalarında aramama neden oldu.
0
+
-entiri.verilen_downvote
yarım saatte bi gelen o dolmuşa son salisede binmen
0
+
-entiri.verilen_downvote
ülker
0
+
-entiri.verilen_downvote
hiç bir şeyin akla gelmemesi ❤ ben.
1
+
-entiri.verilen_downvote
alex de souza :(
0
+
-entiri.verilen_downvote
valla benim aklıma tek bir şey geliyor. seneler önce babaannemi hastaneye kaldımışım. aşık olduğum kızada "sana ihtiyacım var" yazdım. on dakika sonra yanıma geldi ve "iyi misin" dedi. bunun mutluluğunu kimse veremedi ulan bana
0
+
-entiri.verilen_downvote
o geminin geldiği gün
0
+
-entiri.verilen_downvote
frambuazlı cheesecake
0
+
-entiri.verilen_downvote
mutluluktan sonra gelen hüzün
1
+
-entiri.verilen_downvote
bir arkadaşım vardı, burada kendisi belki de okur bilemiyorum. ailesi ve birkaç çok özel arkadaşı dışında hayatındaki en değerli insandım. akıl danıştığı biri hatta belki sırdaşıydım. bir gün birbirimize kızdı ve birkaç ay neredeyse hiç konuşmadık. sonra bir şey oldu, birden yine konuşur olduk. ama değişen bir şey vardı. ben özür dilemiştim. hatalı olup olmamak umrumda değildi ve dilemiştim. o dilememiş, üstelik benim özür dilememi de görmeyerek her gün özür beklemeye devam etmişti. her fırsatta laf sokmaya çalıştı sonra. bir de ben o yokken hiç başka özel arkadaş edinmemişken o birkaç tane birden bulmuştu. bana karşı acımasız olmuştu. sonra bunu kabullendi de zaten. yine konuşmaz olduk. ilk seferinde sevgilim olduğu hâlde onun yokluğunu hissediyor ve özlüyordum. bu kez sevgilim de olmadığı, hatta bu acım hâlâ çok taze olduğu hâlde yokluğu o kadar canımı yakmıyordu.
bir gün hassas olduğum bir konuda sevmeyeceğimi bildiği bir entry girmiş ama muhtemelen beni kırmak istemediği için istisnalar kaideyi bozmaz demişti. birkaç gün sonra ise üzülmemi hiç umursamayarak twitterda iğrenç bir paylaşım yaptı. sonra bir daha. artık değersizleşmeye başlıyor ve bunu kendi hareketleriyle yapıyordu. yine de hâlâ içimde bir parça vardı. bugün sınav çıkışında okulun kapısında karşılaştık. yanımda bir arkadaşım olduğu ve aynı zamanda telefonda konuşmaya çalıştığım hâlde ona odaklandım. en azından selamlaşırız diye ama bir metre yanımdan hiç umursamadan geçti. içimdeki o parça bugün koptu gitti. ve daha da fazlası, ilk kez yazıklar olsun dedim ve bundan pişman olmadım da.
bu, hayatındaki en değerli insanlardan biri olduğum ve aynı şekilde kalbimde en çok yere sahip olanlardan birisiyle bu hâle gelmemizin sebebiyse sadece önemli olmaması gereken küçük detaylar. bu yaşımda hayatımda böyle bir boşluk beklemiyordum açıkçası.
hislerinizi kime emanet edeceğinizi kaç yaşına gelirseniz gelin öğrenemiyormuşsunuz..